şantaj yapmak

listen to the pronunciation of şantaj yapmak
Turkish - English
blackmail

Layla was charged of blackmailing Sami. - Leyla, Sami'ye şantaj yapmakla suçlandı.

Blackmail, racketeer
racketeer
to blackmail
(Argo) put the screws to
şantaj yap
{f} blackmail

She was blackmailed by him. - Onun tarafından ona şantaj yapıldı.

Mary is blackmailing Tom. - Mary Tom'a şantaj yapıyor.

Turkish - Turkish
Gözdağı vermek
şantaj yapmak
Favorites