Turkish - English
Definition of şamdan in Turkish English dictionary
- slang friend
- flambeau
- candlestick
Miss Scarlett was killed with a candlestick in the ballroom.
-Bayan Scarlett balo salonunda bir şamdanla öldürüldü.
Fadil picked up a candlestick and hit Dania to death.
-Fadıl bir şamdan aldı ve öldürmek için Dania'ya vurdu.
- candelabra
- candlestick; candelabrum
- (kollu) girandole
- candelabrum
With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
-Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
- chandelier
- lustre
- candleholder
- luster
- şamdan külahı
- candlesnuffer
- şamdan külahı
- extinguisher
- duvarda şamdan desteği
- sconce
- hem şamdan paklandı, hem pilav yağlandı
- (Konuşma Dili) We've killed two birds with one stone
- kollu büyük şamdan
- candelabra
- kollu büyük şamdan
- candelabrum
- kollu şamdan
- girandola
- çifte şamdan
- two-branched candelabrum
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of şamdan in Turkish Turkish dictionary
- Üzerine mum yerleştirilen destek
- Üzerine mum yerleştirilen destek: "Masa üstünde duran şamdandan yanar bir mum alıp pencereye doğru yanaştı."- R. H. Karay
- (Osmanlı Dönemi) MİŞMAA
- mumluk
- çırakman
şamdan
Hyphenation
şam·danPronunciation
Resimler
History
Favorites