Turkish - English
Definition of şamandıra in Turkish English dictionary
- buoy
- (Denizcilik) buoy, float
- float
- buoy, float, ballcock
- float ball
- moorings
- makefast
- pontoon
- cork float (to which the wick of a primitive oil lamp is attached)
- float (of the ball cock of a toilet), toilet float
- float valve
- water gage
- can buoy
- water gauge
- make fast
- whistle buoy
- ballcock
- drogue
- şamandıra ventili
- float valve
- şamandıra yarışı
- (Denizcilik) Buoy race
- şamandıra ile işaret koymak
- buoy out
- şamandıra ile işaret koymak
- buoy
- şamandıra iğnesi
- float needle
- şamandıra valfi
- float valve
- şamandıralar
- moors
- bilyalı şamandıra
- ball cock
- davul şamandıra
- (Denizbilim) drum buoy
- fenerli şamandıra
- floating light
- fıçı şamandıra
- barrel buoy
- konik şamandıra
- conical buoy
- plastik şamandıra
- (Bilgisayar) plastic float
- sonarlı şamandıra
- sonobuoy
- zilli şamandıra
- gong buoy
- çanlı şamandıra
- bell buoy
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of şamandıra in Turkish Turkish dictionary
- Kandilde fitili tutmak için yağda yüzen telli mantar düzeni
- Seyir işaretlerini taşımaya, bir geçidi bir tehlikeyi belirtmeye yarayan yüzer cisim
- Kapama düzenini sağlayan, metal veya plastikten yapılmış, suda yüzen top
- Denizde yol göstermeye, bir tehlikeyi veya geçiş yolunu haber vermeye yarayan yüzer cisim
- Halkalarına tekne bağlamak için limanda demirlenmiş olan, içi boş, her yanı kapalı, çoğunlukla metalden yapılan fıçı vb
- yüzer top
şamandıra
Hyphenation
şa·man·dı·raPronunciation
Resimler
History
Favorites