şaşırtma

listen to the pronunciation of şaşırtma
Turkish - English
bewildering or confusing (someone)
dislocation
diversion
confusing
transplanting of seedlings
mystification
misleading
bewildering
(Politika, Siyaset) confusion
confounding
amazing
bafflement
{i} dumfounding
{i} dumbfounding
{i} stumping
amazement
{i} baffle
obfuscation
şaşırtmak
{f} astonish
şaşırtmak
surprise

It's hard to surprise Tom. - Tom'u şaşırtmak zordur.

I didn't mean to surprise you. - Seni şaşırtmak istemedim.

şaşırtmak
{f} amaze

Your compassion never ceases to amaze me. - Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.

Tom never ceases to amaze me. - Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.

şaşırtma, müdahale, karıştırma ve sızma
(Askeri) meaconing, interference, jamming, and intrusion
şaşırtmak
confuse

I didn't mean to confuse him. - Onu şaşırtmak istemedim.

şaşırtmak
disconcert
şaşırtmak
astound
şaşırtmak
confound
şaşırtmak
bewilder
şaşırtmak
(Tarım) transplant
şaşırtmak
{f} baffle
şaşırtmak
{f} mislead
şaşırtmak
{f} startle

I didn't mean to startle you. - Seni şaşırtmak istemedim.

şaşırtmak
{f} wow
şaşırtmak
stymie
şaşırtmak
surprising
şaşırtmak
mystifying
şaşırtmak
mesmerize
şaşırtmak
put out
şaşırtmak
boggle
şaşırtmak
dumbfound
şaşırtmak
(deyim) stab in the back
şaşırtmak
stupify
şaşırtmak
puzzling
şaşırtmak
bowl
şaşırtmak
beat
şaşırtmak
put off
şaşırtmak
taken aback
şaşırtmak
trip up
şaşır
befuddle
şaşır
surprize at
şaşır
surprize by
şaşır
be amazed at
şaşırtmak
fluster
şaşırtmak
take by surprise
şaşırtmak
mystify
şaşırtmak
addle
şaşırtmak
embarrass
şaşırtmak
embrangle
şaşırtmak
stump
şaşırtmak
floor
şaşırtmak
take sb aback
şaşırtmak
befog
şaşırtmak
take sb unawares
şaşırtmak
discompose
şaşırtmak
stagger
şaşırtmak
dazzle
şaşırtmak
perplex
şaşırtmak
take aback
şaşırtmak
lick
şaşırtmak
flabbergast
şaşırtmak
{f} bamboozle
şaşırtmak
fog
şaşırtmak
discomfit
şaşırtmak
ball up
şaşırtmak
rock
şaşır
befuddled
düşman radarını şaşırtma
window jamming
şaşırtmak
to surprise, to amaze, to astonish, to stagger, to stun, to puzzle, to perplex, to bowl sb over, to flummox, to bamboozle; to confuse, to baffle; (bitki) to transplant
şaşırtmak
to bewilder; to confuse
şaşırtmak
disorient
şaşırtmak
bedevil
şaşırtmak
befuddle
şaşırtmak
puzzle
şaşırtmak
bowl over
şaşırtmak
daze
şaşırtmak
to transplant (seedlings)
şaşırtmak
stun
şaşırtmak
bemuse
şaşırtmak
disorientate
şaşırtmak
wound
şaşırtmak
entangle
şaşırtmak
knock back
şaşırtmak
{f} flummox
şaşırtmak
{f} discountenance
şaşırtmak
foil
şaşırtmak
{f} nonplus
şaşırtmak
give smb. a tumble
şaşırtmak
wilder
şaşırtmak
{f} intrigue
şaşırtmak
{f} stick
şaşırtmak
dumfound
şaşırtmak
{f} gravel
şaşırtmak
{f} rattle
şaşırtmak
{f} shock
şaşırtmak
{f} stupefy
şaşırtmak
{f} dislocate
şaşırtmak
{f} fuddle
şaşırtmak
moither
şaşırtmak
{f} obfuscate
şaşırtmak
put smb. out of countenance
şaşırtmak
{f} jolt
şaşırtmak
{f} distract
Turkish - Turkish
Şaşırtmak işi
Ağaç fidanlarını veya çiçek fidelerini başka yerlere aktarma işi
şaşırtmak
Şaşırmasına sebep olmak
şaşırtmak
Şaşkınlaşmak, şaşmak
şaşırtmak
Daha iyi yetişmelerini sağlamak için ağaç fidanlarının veya çiçek fidelerinin yerlerini değiştirmek
şaşırtmak
Şaşırmasına sebep olmak: "Aklına geleni yapar, ani, asabi hareketlerle herkesi şaşırtırdı."- Ö. Seyfettin
şaşırtmak
Yanıltmak
şaşırtmak
Yanıltmak: "İri vücudunu sizi çok, ama çok şaşırtan bir yumuşaklıkta kullanabiliyor."- T. Dursun K. Daha iyi yetişmelerini sağlamak için ağaç fidanlarının veya çiçek fidelerinin yerlerini değiştirmek. Şaşkınlaşmak, şaşmak
şaşırtma
Favorites