It's hard to surprise Tom.
- Tom'u şaşırtmak zordur.
I wanted to surprise him.
- Onu şaşırtmak istedim.
Your compassion never ceases to amaze me.
- Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
Tom never ceases to amaze me.
- Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
I didn't mean to confuse him.
- Onu şaşırtmak istemedim.
I didn't mean to startle you.
- Seni şaşırtmak istemedim.