It's amazingly simple.
- Bu şaşılacak derecede basit.
The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were.
- Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.
We're doing phenomenally well.
- Şaşılacak biçimde iyi yapıyoruz.
It's a wonder they're still awake.
- Onların hâlâ uyanık olması şaşılacak şey.
The townspeople were astonishingly naive about what the smugglers were.
- Kasaba halkı kaçakçıların ne olduğunu hakkında şaşılacak derecede toydu.
His memory baffles me.
- Onun belleği beni şaşırtıyor.
Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?
- Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?