I offer you my gratitude.
- Size şükranlarımı sunarım.
I owe him a debt of gratitude for what he did.
- Yaptığından dolayı ona bir şükran borcum var.
Americans eat special foods on Thanksgiving.
- Amerikalılar Şükran gününde özel yemekler yer.
They ate turkey on Thanksgiving Day.
- Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
Then the guest of honor opens them and expresses his or her appreciation.
- Sonra onur konuğu onları açar ve şükranlarını ifade eder.
It's not a Thanksgiving dinner without turkey.
- O, hindisiz bir şükran yemeği değil.
Americans eat special foods on Thanksgiving.
- Amerikalılar Şükran gününde özel yemekler yer.
She expressed her thanks for the present.
- O, hediye için şükranlarını sundu.
They ate turkey on Thanksgiving Day.
- Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
Tom has a lot to be thankful for.
- Tom'un şükran duyacağı çok şey var.