şükranla

listen to the pronunciation of şükranla
Turkish - English
grateful
thankful
şükran
{i} gratitude

I offer you my gratitude. - Size şükranlarımı sunarım.

I owe him a debt of gratitude for what he did. - Yaptığından dolayı ona bir şükran borcum var.

şükranla ödenmeyen
unthankful
şükran
praise
şükran
thank

Americans eat special foods on Thanksgiving. - Amerikalılar Şükran gününde özel yemekler yer.

They ate turkey on Thanksgiving Day. - Onlar Şükran Gününde hindi yediler.

şükran
appreciation

Then the guest of honor opens them and expresses his or her appreciation. - Sonra onur konuğu onları açar ve şükranlarını ifade eder.

şükran
thanksgiving

It's not a Thanksgiving dinner without turkey. - O, hindisiz bir şükran yemeği değil.

Americans eat special foods on Thanksgiving. - Amerikalılar Şükran gününde özel yemekler yer.

şükran
Thanksgiving, thanks, gratitude
şükran
thanks

She expressed her thanks for the present. - O, hediye için şükranlarını sundu.

They ate turkey on Thanksgiving Day. - Onlar Şükran Gününde hindi yediler.

şükran
blessing
şükran
gratitude, thanksgiving
şükran
thankfulness
şükran
thankful

Tom has a lot to be thankful for. - Tom'un şükran duyacağı çok şey var.

Turkish - Turkish

Definition of şükranla in Turkish Turkish dictionary

ŞÜKRAN
(Hukuk) Teşekkür; gönül borcu
ŞÜKRAN
(Osmanlı Dönemi) İyilik bilmek. Minnettarlık. Şükretme hâli
şükran
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık: "Biz, şükran ve muhabbetle ellerini öpüyoruz."- R. H. Karay
şükran
İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık
şükran
(Osmanlı Dönemi) teşekkür etmek, iyilik bilmek, minnettarlık
şükranla
Favorites