The boy persisted in his opinion.
- Çocuk fikrinde ısrar etti.
He persisted in accomplishing his original plan.
- O, orjinal planını başarıyla tamamlamakta ısrar etti.
The lawyer insisted on the client's innocence.
- Avukat müvekkilinin masumiyeti konusunda ısrar etti
She insisted that I should pay the bill.
- Benim faturayı ödemem gerektiği konusunda ısrar etti.