ısdırap

listen to the pronunciation of ısdırap
Turkish - English

Definition of ısdırap in Turkish English dictionary

ızdırap
{i} misery

Life is a great misery. - Yaşam büyük bir ızdırap.

ızdırap
{i} agony

The task was total agony. - Görev tamamen ızdıraptı.

ızdırap
{i} affliction
ızdırap
{i} hurt
ızdırap
{i} anguish

She takes a new lover while he is in anguish. - O ızdırap içinde iken yeni bir sevgili edinir.

ızdırap
{i} pain

In the morning, the pain was excruciating. - Sabahleyin ağrı ızdıraplıydı.

Tom has been in excruciating pain. - Tom ızdırap verici ağrı içindeydi.

ızdırap
{i} torture
ızdırap
trouble
ızdırap
distress
ızdırap
suffering

My daughter has been suffering from anorexia for four years already. - Kızım zaten dört senedir iştahsızlıktan ızdırap çekmekte.

ızdırap
sting
English - Turkish

Definition of ısdırap in English Turkish dictionary

ızdırap
bir şeyden pişman olma duygusu
ısdırap
Favorites