Turkish - English
Definition of ırâk in Turkish English dictionary
- far
Far from eye far from heart.
-Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- far away
- far off
- far, distant, remote uzak
- far, distant, remote, faraway, far-off
- distant
- secluded
- Irak
- Iraqi, Iraki, Iraqian, Irakian, of Iraq or the Iraqis
- Irak
- Iraq, Irak
- Irak
- Mespot
- Irak
- Iraq
They had stickers on their cars reading: First Iraq then France.
-Onların arabalarında önce Irak sonra Fransa diye okunan çıkartmalar vardı.
I doubt that Tom would ever consider going to Iraq.
-Tom'un şu ana kadar Irak'a gitmeyi düşündüğünden şüpheliyim.
- Irak
- Mesopotamia
- Irak
- Iraq; Iraqi
- ırak merceği
- telelens
- Gözden ırak olan gönülden de ırak olur
- (Atasözü) Out of sight out of mind
- dostlar başından ırak!
- colloq . May such a thing never happen to my friends
- evlerden ırak/uzak
- (Konuşma Dili) May it not happen to anybody!/May it not befall you!
- gönülden ırak olmak
- not to be loved
Related Terms
English - English
Definition of ırâk in English English dictionary
- Irak
- Alternative spelling of Iraq
- Irak
- dated, rare, alternative spelling of Iraq
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of ırâk in Turkish Turkish dictionary
- Klasik Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri
- Uzak
- Türk Müziğinde bir makam
- Uzak: "Sesin ıraktan gelir, yürek deler."- M. Ş. Esendal
- IRÂK
- (Osmanlı Dönemi) Su kenarı
- IRÂK
- (Osmanlı Dönemi) Dicle nehrinden aşağı Basra'ya kadar Şat Suyu'nun iki tarafı olan memleket
- IRÂK
- (Osmanlı Dönemi) Kökler, asıllar, bünyadlar
- IRÂK
- (Osmanlı Dönemi) Uzak