Aralıksız olarak yağmur yağıyor.
- It rains incessantly.
Bu sürekli gürültü beni deli ediyor.
- This incessant noise drives me mad.
Bir kuş sürekli olarak balkonumda ötüyor.
- A bird is incessantly singing in my balcony.
how many suspitions, and thornie imaginations, and which is worse, incommuicable, did uncessantly haunt me?.