ılık

listen to the pronunciation of ılık
Turkish - English
tepid
warm

It was nice and warm inside the house. - Evin içi hoş ve ılıktı.

This warm weather is abnormal for February. - Bu ılık hava şubat için anormaldir.

lukewarm

The air was humid and lukewarm. - Hava nemli ve ılıktı.

tepid, lukewarm
mild

We're having a mild winter. - Bu yıl ılık bir kış geçirdik.

balmy

The weather was balmy. - Hava ılık ve yumuşaktı.

warmish
warmish, mild (weather)
lukewarm, tepid; temperate, balmy
temperate
ılık olarak
tepidly
ılık yaş pansuman
(Tıp) foment
ılık ütü
(Tekstil) hot pressing
ılık su
warm water
ılık bölge
(Çevre) warm zone
ılık kuru rüzgar
(Havacılık) foehn
ılık olarak
lukewarmly
ılık ılık
1. tepidly, lukewarmly. 2. (a wind's blowing) warmly. 3. (tears' or blood's streaming) warmly or hotly
bugün hava ılık
Today it's warm
Turkish - Turkish
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne de sıcak: "Ilık, parlak bir güneş her tarafı ısıtıyordu."- Ö. Seyfettin
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne de sıcak
ılı
marak
ILIK
(Osmanlı Dönemi) Ne sıcak ne soğuk. Az ısınmış veya sıcaklığı kırılmı
ılık ılık
Ilık olarak