Feeling chilly, I turned on the heater.
- Üşüyüp ısıtıcıyı açtım.
Our electric heater does not work well.
- Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
I warmed myself at the fire.
- Ben kendimi ateşte ısıttım.
She warmed herself by the fire.
- Kendisini ateşle ısıttı.
Low temperatures turn water into ice.
- Düşük ısılar suyu buza çevirir.
Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
- Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
Tom put the thermometer under his arm.
- Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
Tom looked at the thermometer on his dashboard.
- Tom gösterge panelindeki ısıölçere baktı.