Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Turkish - English
Definition of üzülmüş in Turkish English dictionary
- affected
- depressed
- ashamed
- afflicted
- distraught
- üz
- {f} depressing
- üz
- {f} depressed
Tom is depressed and upset.
-Tom depresif ve üzgün.
Reading this philosophy book is making me depressed.
-Bu felsefe kitabını okumak beni üzüyor.
- üz
- {f} chagrin
- üz
- {f} yearning
- üz
- depress
Tom is depressed and upset.
-Tom depresif ve üzgün.
Sami's sadness deepened into a depression.
-Sami'nin üzüntüsü depresyona dönüştü.
- üz
- low
His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
-Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
- üz
- distressing
It was extremely distressing.
-O son derece üzücüydü.
- üz
- desolate
Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
-Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
- üz
- fash
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of üzülmüş in Turkish Turkish dictionary
- üz
- Dokuztaş oyunu
Related Terms
üzülmüş
Hyphenation
ü·zül·müşPronunciation
Resimler
History
Favorites