üyelik

listen to the pronunciation of üyelik
Turkish - English
membership

She applied for the membership in a golf club. - Bir golf kulübünde üyelik için başvurdu.

There's no membership fee for joining. - Katılım için üyelik aidatı yok.

franchise
affiliation
(Hukuk) membership, seat
(Bilgisayar) members of
(Bilgisayar) member of
seat
üye
member

Muiriel is the second member of Tatoeba. - Muiriel, Tatoeba'nın ikinci üyesidir.

Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko. - Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.

üyelik aidatı
entrance fee
üyelik aidatı
membership fee, dues
üyelik kriterleri
(Hukuk) membership criteria, accession criteria
üyelik statüsü
(Hukuk) membership VVVV
üye
{i} insider
iptal etmek (üyelik vb)
suspend
üye
(Anatomi) organ

She's a member of this organization. - O bu organizasyonun bir üyesidir.

Tom is a member of this organization. - Tom bu örgütün bir üyesidir.

üyelikler
membership
daimi üyelik
(Hukuk) permenant seat
fahri üyelik
freedom
kitlesel üyelik partisi
(Politika, Siyaset) mass membership party
onursal üyelik
freedom
ortak üyelik
(Hukuk) associate member
sendika üyelik aidatı
union fee of membership
üye
(yeni) initiate
üye
associate
üye
(Anatomi) organ; member
üye
member (of a group)
üye
member " aza; organ
Turkish - Turkish
Üye olma durumu: "Ara sıra bazı kimselerin bu banka idare meclisi üyeliklerine tayininde vetosunu dayatmaya kalkıştığını işittim."- Y. K. Karaosmanoğlu
Üye olma durumu
üyelik aidatı
Bir kurum ve kuruluşa hem girişte hem de yıllık olarak ödenen önceden belirlenmiş ücret
Üye
aza
üye
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza: "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir."- S. F. Abasıyanık
üye
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
üye
Omurgalılarda, kol ve bacaklar
üyelik
Favorites