The pioneers have overcome a series of obstacles.
- Öncüler bir dizi engelin üstesinden geldiler.
They can overcome their fear.
- Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.
Tom finally overcame his shyness and asked Mary to go out with him.
- Tom sonunda utangaçlığının üstesinden geldi ve Mary'nin onunla çıkmasını istedi.
Eventually, my curiosity overcame my fear.
- Sonunda merakım korkumun üstesinden geldi.