üstesinden gel

listen to the pronunciation of üstesinden gel
Turkish - English
{f} tackle
overcome

The pioneers have overcome a series of obstacles. - Öncüler bir dizi engelin üstesinden geldiler.

They can overcome their fear. - Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.

overcame

Tom finally overcame his shyness and asked Mary to go out with him. - Tom sonunda utangaçlığının üstesinden geldi ve Mary'nin onunla çıkmasını istedi.

Eventually, my curiosity overcame my fear. - Sonunda merakım korkumun üstesinden geldi.

bring off
surmount
bring#off