How to overcome the high value of the yen is a big problem.
- Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
We have managed to overcome the first obstacle.
- İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.
The pioneers overcame a set of obstacles.
- Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
Tom finally overcame his shyness and asked Mary to go out with him.
- Tom sonunda utangaçlığının üstesinden geldi ve Mary'nin onunla çıkmasını istedi.