In my free time, I come up with plans to create more free time.
- Boş zamanımda daha fazla boş zaman yaratma planları üretiyorum.
That factory manufactures toys.
- O fabrika oyuncaklar üretir.
The company manufactures a variety of paper goods.
- Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
This dam has generated a lot of electricity.
- Bu baraj büyük miktarda elektrik üretti.
Nuclear power is used to generate electricity.
- Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
This factory produces CD players.
- Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.
If you are a member of a primitive community and you wish to produce, say, food, there are two things that you must do.
- Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.
Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
He went to America for the purpose of learning a new method of producing crops.
- Mahsulleri üretmek için yeni bir yöntem öğrenmek amacıyla Amerika'ya gitti.
The thunderstorm produced a lot of lightning.
- Fırtına bir sürü yıldırım üretti.
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
The manufacturing process has been streamlined.
- Üretim süreci geliştirildi.
Let's bring manufacturing jobs back to America.
- Üretim işlerini Amerika'ya geri getirelim.
To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding.
- Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
This chemical will prevent germs from breeding.
- Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.
We are planning changes to the manufacturing process.
- Biz üretim sürecinde değişiklikler planlıyoruz.
The manufacturing process has been streamlined.
- Üretim süreci geliştirildi.