We cannot decide whether to go to college or not.
- Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.
The girl talked to her parents about her college life in Tokyo.
- Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.
My university friend is against terror.
- Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
Harvard University was founded in 1636.
- Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.
Harvard University was founded in 1636.
- Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
Aren't you a bachelor?
- Sen bir üniversite mezunu musun?
Tom isn't a college graduate.
- Tom bir üniversite mezunu değil.
I heard that even a lot of college graduates have to work for minimum wage.
- Çok sayıda üniversite mezununun bile asgari ücretle çalışmak zorunda olduklarını duydum.
He is an undergraduate in the law department.
- O, hukuk bölümünde bir üniversite öğrencisidir.
It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.
- Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir.
The University of Coimbra was established in 1290. It is one of the oldest universities in continuous operation in the world.
- Coimbra Üniversitesi 1290 yılında kurulmuştur. Avrupa'da ve dünyada sürekli çalışmakta olan en eski üniversitelerinden biridir.