ümitsizce

listen to the pronunciation of ümitsizce
Turkish - English
hopelessly
hopelessly, despairingly
gloomy
forlornly
desperately
darkly
ümit
expectation
Ümit
(isim) Hope

As long as there's life, there is hope. - Hayat olduğu sürece, ümit vardır.

The patient is sick beyond all hope. - Hasta ümitsiz bir hasta.

ümitsizce savaşmak
fight a losing battle against
ümit
trust
ümit
breathing
ümit
sight
ümit
line
ümit
expectancy
ümit
{i} prospect
ümit
esperance
ümit
hope; expectation
ümit
lookout
ümit
expectance
Turkish - Turkish

Definition of ümitsizce in Turkish Turkish dictionary

Ümit
(Osmanlı Dönemi) BEYÛS
ümit
Afrika'nın en güney ucundaki burun
ümit
Umma, beklenti, umut: "Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım."- A. Gündüz
ümit
Umma, beklenti, umut
ümit
(Osmanlı Dönemi) recâ
ümit
(Osmanlı Dönemi) ricâ
ümitsizce
Favorites