German - Turkish
Definition of übertreten in German Turkish dictionary
- {ü: bır'tre: tın} karşıya geçmek; uymamak, çiğnemek
- çizgiyi geçmek; başka partiye geçmek; başka dine geçmek, din değiştirmek; (nehir) taşmak; kanunu ihlal etmek; ayağını incitmek
- çizgiyi geçmek
- ayağını incitmek
- kanunu ihlal etmek
English - Turkish
Definition of übertreten in English Turkish dictionary
- broken
- bozuk
Bozuk radyoyu tamir edebilir misin?
-Can you fix the broken radio?
Tom bozuk radyoyu tamir etti.
-Tom fixed the broken radio.
- broken
- {s} bozuk, bozulmuş
- broken
- (Dilbilim) aksamalı
- broken
- bozuk konuşma
- broken
- bozuk yazı
- broken
- çiğnenmiş
- broken
- ezik
- broken
- uyulmamış
- broken
- tutulmamış
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir.
-Better a broken promise than none at all.
- broken
- kırık eksik
- broken
- {s} kırık, kırılmış
- broken
- yarılmış
- broken
- ruhça ve bedence zayıf düşmüş
- broken
- {s} dilbilgisi kurallarına uymayan bir yabancının
- broken
- parçaları kırılmış ihlâl edilmiş
- broken
- {s} parçalanmış
- broken
- (sıfat) kırık, kırılmış, arızalı, çökmüş, yıkılmış, parçalanmış, bozuk, çiğnenmiş, ihlâl edilmiş, kesik
- broken
- {s} yıkılmış
- broken
- inkıtaa uğramış
Related Terms
German - English
Definition of übertreten in German English dictionary
- transgressed
- violated
- to transgress
- to change sides
- broken
- to pass over
- übertreten (veraltet) (Fließgewässer)
- to break its banks
- übertreten (veraltet) (Fließgewässer)
- to overflow
- übertreten (veraltet) (Fließgewässer)
- to overflow its banks
- übertreten (veraltet) (Fließgewässer)
- to burst its banks (of a stream)
- (Gesetz) übertreten
- to violate
- (Vorschrift) übertreten
- to break something {broke
- (Vorschrift) übertreten
- broken} (fail to observe)
- (zu einem anderen Glauben) übertreten
- to convert (to a different faith)