Çeviri yapabilmek için en az iki dil bilmek gerekir.
- Um übersetzen zu können, muss man zumindest zwei Sprachen beherrschen.
Çeviri yapmak içimden gelmiyor.
- Ich habe keine Lust zum Übersetzen.
Bu metni çevirmek çok kolay olacak.
- Translating this text will be very easy.
Atasözlerini İngilizceye çevirmede bir amacın olup olmadığını merak ediyorum.
- I wonder if there is any point in translating proverbs into English.
Tom gerçekten tercüme yapmaktan hoşlanmıyor.
- Tom doesn't really enjoy translating.
Raporu tercümeyi bitirdim.
- I've finished translating the report.
Tom hiç sıkılmadı. O tüm boş zamanını cümleleri çevirerek harcar.
- Tom has never been bored. He spends all of his free time translating sentences.
Tom restoranlar için menüleri çevirerek çok para kazanır.
- Tom makes a lot of money translating menus for restaurants.