I don't think Tom is particularly handsome.
- Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
I don't particularly like her.
- Ben özellikle onu sevmiyorum.
We want Kylie Minogue to come to Turkey, especially Gaziantep.
- Kylie Minogue'nun Türkiye'ye, özellikle Gaziantep'e gelmesini istiyoruz.
I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
- Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
I am pleased with this vivid portrait in particular.
- Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
I, for one, don't like pictures like this.
- Ben özellikle bu tür resimleri sevmiyorum.
I'd like to visit America most of all.
- Özellikle Amerika'yı ziyaret etmek istiyorum.
I'm particularly impressed that Tom could remember all of our names.
- Tom'un tüm isimlerimizi hatırlayabilmesinden özellikle etkilendim.
This bookstore deals exclusively in old and rare books.
- Bu kitapçı özellikle eski ve nadir kitaplarla ilgileniyor.
She is reputable, rational and above all pretty.
- O, saygın rasyonel ve özellikle güzel.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
- Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.