Tom wasn't feeling particularly talkative.
- Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
I don't particularly like her.
- Ben özellikle onu sevmiyorum.
Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.
- Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.
It is especially hot today.
- Hava bugün özellikle çok sıcak.
I have nothing in particular to do tomorrow.
- Yarın özellikle yapacak bir şeyim yok.
I remember one poem in particular.
- Özellikle bir şiiri hatırlıyorum.
I, for one, don't like pictures like this.
- Ben özellikle bu tür resimleri sevmiyorum.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
I'd like to visit America most of all.
- Özellikle Amerika'yı ziyaret etmek istiyorum.
This bookstore deals exclusively in old and rare books.
- Bu kitapçı özellikle eski ve nadir kitaplarla ilgileniyor.
She is reputable, rational and above all pretty.
- O, saygın rasyonel ve özellikle güzel.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
- Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.
She had many awards, notably a Nobel Prize.
- Onun çok ödülü vardı, özellikle bir Nobel Ödülü.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
- Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
- O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.