His speech was an effective apology for the Government's policies.
- Onun konuşması Hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü.
Why does that require an apology?
- O niçin bir özür gerektiriyor?
Excuse me for being late.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
I don't want to hear any more excuses.
- Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
Please accept my sincere apologies.
- Lütfen benim samimi özürlerimi kabul edin.
Please extend my apologies to Tom.
- Lütfen Tom'a özürlerimi ilet.
Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.
- Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı.
There are only three people on my list that I haven't yet made amends to.
- Listemde henüz özür dilemediğim üç kişi var.
She devoted her life to helping the handicapped.
- O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
Emi gave her seat to a handicapped man.
- Emi özürlü bir adama yerini verdi.
He was apologetic for being absent.
- O, gelmediği için özür diledi.
Tom smiled apologetically.
- Tom özür dilercesine gülümsedi.
Tom smiled apologetically and left the room.
- Tom özür diler gibi gülümsedi ve odayı terk etti.
Tom smiled apologetically.
- Tom özür dilercesine gülümsedi.
Pardon the bother, and many thanks for your kindness.
- Rahatsız ettiğim için özür dilerim, iyiliğin için çok teşekkürler.
Pardon me for asking.
- Sorduğum için özür dilerim.