I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
- Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
He was apologetic for being absent.
- O, gelmediği için özür diledi.
Tom smiled apologetically.
- Tom özür dilercesine gülümsedi.