His stories entertained us for hours.
- Öyküleri saatlerce bizi eğlendirdi.
He is an author famous for his novels and stories.
- O, roman ve öyküleriyle ünlü bir yazardır.
It was his narrative that bored me to death.
- Beni çok sıkan onun öyküsüydü.
She gave a narrative of her strange experience.
- O, tuhaf deneyiminin öyküsünü anlattı.
There was an interesting story in the letter to the boy.
- Oğlana gönderilen mektupta enteresan bir öykü vardı.
The story about the girl was in the news.
- Kızın hakkındaki öykü, haberlerdeydi.
She is a short story writer.
- O bir kısa öykü yazarı.
Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto.
- Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.