He was not aware that the praise was a satire in disguise.
- O, övgünün kılık değiştirmiş bir hiciv olduğunu fark etmedi.
Praise stimulates students to work hard.
- Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
I got a lot of compliments on it.
- Onun üzerine birçok övgü aldım.
She is always fishing for compliments.
- Her zaman övgüler için balık tutuyor.
His first answer was laudable.
- Onun ilk cevabı övgüye değerdi.
His new book received accolades from the magazines.
- Yeni kitabı dergilerden övgü aldı.