ötesinde

listen to the pronunciation of ötesinde
Turkish - English
sur
past

The post office is just past the bank. - Postane tam bankanın ötesinde.

supra
on the further side of
on the other side of
beyond

When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill. - Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.

Some things in life are beyond our ability to control. - Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

para
below
trans-
preter-
far beyond

Its modernization was far beyond my expectations. - Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi.

beyond of
trans
peri
ultra
öte
beyond

This work is beyond my grasp. - Bu iş benim kavramamın ötesindedir.

When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill. - Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.

öte
{e} above

Above and beyond this, he can read Hebrew. - Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.

You must, above all, be faithful to your friends. - Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.

öte
the further side, the other side; the rest, the other; farther, further, beyond
öte
meta
bunun da ötesinde
what is more

The house is too big for us, and what is more, it is too expensive. - Ev bizim için çok büyük, bunun da ötesinde o çok pahalı.

He is a great statesman, and what is more a great scholar. - O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.

öte
past

The post office is just past the bank. - Postane tam bankanın ötesinde.

öte
far

They walked three miles farther. - Onlar üç mil öteye yürüdü.

The questions involved go far beyond economics. - Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.

alplerin ötesinde olan
transalpine
alışılmışın ötesinde
above the ordinary
bunun ötesinde
for the rest
bunun ötesinde
further to that
görüş hattı ötesinde
(Askeri) beyond line of sight
makul şüphelerin ötesinde
(Politika, Siyaset) beyond reasonable doubt
umutların ötesinde
past hope
öte
the other side

Sami was on the other side. - Sami öteki taraftaydı.

öte
over
öte
trans
öte
other, yonder, far (side)
öte
the further side of, the other side of
öte
further
Turkish - Turkish

Definition of ötesinde in Turkish Turkish dictionary

ötesinde berisinde
Çeşitli, dağınık yerlerde
Öte
mavera
öte
Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera: "Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü."- R. E. Ünaydın
öte
Bulunulan yere göre karşı yanda olan
öte
Daha fazla, çok
öte
Bir şeyin arkadan gelen bölümü
öte
Bulunulan yere göre karşı yanda olan: "Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı."- M. Ş. Esendal
öte
Daha uzak
öte
Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera
öte
Daha fazla, çok: "Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama, güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı."- H. Taner
ötesinde
Favorites