One's as bad as the other.
- Al birini vur ötekine!
The solution of one may prove to be the solution of the other.
- Birinin çözümü, ötekinin çözümünü kanıtlayabilir.
This car has a better performance than that one.
- Bu araba ötekinden daha iyi bir çalışmaya sahip.
This car has a better performance than that one.
- Bu araba ötekinden daha iyi bir performansa sahip.
One's as bad as the other.
- Al birini vur ötekine!
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
It's better than the alternative.
- Bu, ötekinden daha iyi.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
He is above doing such a thing.
- O öyle bir şey yapmanın ötesinde.
Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
- Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
Its modernization was far beyond my expectations.
- Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.