örtme

listen to the pronunciation of örtme
Turkish - English
coating, covering
mil. camouflage
envelopment
overlapping
occlusion
coating
cladding
sheeting
coverup
envelop
örtmek
cover up

Fadil went to extremes to cover up his greed. - Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti.

örtmek
{f} cover

I'm tired of covering for you. - Ben seni örtmekten yorgunum.

Sami killed Layla and set her house on fire to cover it up. - Sami, Leyla'yı öldürdü ve bunu örtmek için Leyla'nın evini ateşe verdi.

örtme gücü
(boya) covering power
örtmek
{f} coat

Their job is to coat the walls with plaster. - Onların işi duvarları sıva ile örtmektir.

örtmek
{f} blanket
örtmek
{f} cope
ört
mantle
örtmek
hood
ört
cloak
örtmek
endue
örtmek
(Havacılık) cover to
örtmek
curtain
örtmek
{f} shut
örtmek
earth
örtmek
encompass
örtmek
hide
örtmek
{f} cloud
ört
cover up

Cover up the injured man with this blanket. - Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.

It's a good idea to cover up when the sun is this strong. - Güneş bu kadar güçlü iken örtünmek iyi bir fikirdir.

örtmek
spread
örtmek
obscure
örtmek
enshroud
örtmek
face
örtmek
cap
örtmek
envelop
örtmek
{f} shroud
örtmek
robe
örtmek
{f} case
azami kaçış örtme önlemesi
(Askeri) maximum rescue coverage intercept
ceket ile örtme
jacketing
daldırmalı örtme
immersion coating
derz örtme malzemesi
joint sealing material
orta noktada uzlaşma örtme faktörü
(Askeri) midpoint compromise coverage factor
orta örtme faktörü
(Askeri) mean coverage factor
püskürtmeli örtme
spray coating
santigrat; saat; örtme faktörü; sürünme hattı şekli
(Askeri) centigrade; clock; coverage factor; creeping line pattern
ört
shroud
ört
enshrouded
ört
cloaked
ört
enshroud
ört
cot
ört
cocoon
örtmek
condone
örtmek
wrap
örtmek
to cover; to veil
örtmek
sheet
örtmek
bury
örtmek
submerge
örtmek
screen
örtmek
shield
örtmek
close
örtmek
clothe
örtmek
canopy
örtmek
cloak
örtmek
shade
örtmek
encase
örtmek
to hide; to conceal, hush up, cover up
örtmek
to cover; to cloak, to veil, to envelop; to hide, to conceal; to shut, to close
örtmek
conceal
örtmek
lap
örtmek
to shut (a door, a window, a cover)
örtmek
carpet
örtmek
incase
örtmek
vesture
örtmek
bespread
Turkish - Turkish
Baş örtüsü
Örtmek işi
Evin balkon çıkması
Üstü kapalı, önü açık yer
üstü kapalı önü ve yanları açık evin girişi
(Osmanlı Dönemi) TASDİR
(Osmanlı Dönemi) TESEFFÜL
Ört
(Osmanlı Dönemi) CE'VE
Ört
(Osmanlı Dönemi) TEZMİL
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) GAŞYET
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) DECL
Örtmek
atmak
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) TAVS
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) TEKTİM
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) GAMAM
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) LATT
Örtmek
sarmak
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) SÜFÜL
Örtmek
(Osmanlı Dönemi) DESS
örtmek
Kaplamak
örtmek
Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak
örtmek
Kapamak: "Perihan kızdı, gidip piyanonun kapağını örttü."- P. Safa
örtmek
Kapamak
örtmek
Belli etmemek, gizlemek saklamak
örtmek
Kötü bir durumu belli etmemek, gizlemek saklamak
örtmek
Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak: "Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü."- A. Gündüz
örtme
Favorites