This is a very rare specimen.
- Bu çok nadir bir örnektir.
These specimens are divided into several categories.
- Bu örnekler birkaç kategoriye ayrılır.
However, there are instances in history where entire peoples were successfully exterminated.
- Buna rağmen,tarihte tüm insanların başarılı bir şekilde yok edildiğine dair örnekler var.
I can give you several instances.
- Sana birkaç örnek verebilirim.
Twitter is a good example of absurdity.
- Twitter, saçmalıklara iyi bir örnektir.
Why am I the only one they complain of? They're just making an example out of me and using me as a scapegoat.
- Niçin onların şikâyet ettikleri sadece benim? Onlar sadece beni örnek veriyorlar ve beni bir günah keçisi olarak kullanıyorlar.
It shouldn't be permitted to store samples of DNA.
- DNA örneklerinin saklanmasına izin verilmemelidir.
This is a free sample.
- Bu ücretsiz bir örnektir.
We should lead by example.
- Örnek olarak liderlik etmeliyiz.
The teacher can show an example on the blackboard to clarify the type of answer expected.
- Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.
Tom has always favored representative government.
- Tom her zaman örnek bir hükümete olumlu baktı.
Tom is doing an exemplary job.
- Tom örnek bir iş yapıyor.
He is an exemplary person with an excellent reputation.
- O, mükemmel şöhretiyle örnek alınacak bir kişidir.
I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean.
- Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım.
Tom is doing an exemplary job.
- Tom örnek bir iş yapıyor.
He is an exemplary person with an excellent reputation.
- O, mükemmel şöhretiyle örnek alınacak bir kişidir.
I wasn't afraid of the blood sampling at all.
- Kan örneklemesinden hiç korkmuyordum.
Here is a sampling of today's program.
- İşte bugünün programı hakkında bir örnek.
He has become a role model for his younger stepbrother.
- Genç üvey erkek kardeşi için örnek insan oldu.
I haven't been much of a role model.
- Pek örnek alınacak birisi olmadım.