örneği

listen to the pronunciation of örneği
Turkish - English
(Bilgisayar) instances of
instance of
örnek
specimen

These specimens are divided into several categories. - Bu örnekler birkaç kategoriye ayrılır.

This is a very rare specimen. - Bu çok nadir bir örnektir.

örnek
instance

I can give you several instances. - Sana birkaç örnek verebilirim.

However, there are instances in history where entire peoples were successfully exterminated. - Buna rağmen,tarihte tüm insanların başarılı bir şekilde yok edildiğine dair örnekler var.

örnek
{i} example

Twitter is a good example of absurdity. - Twitter, saçmalıklara iyi bir örnektir.

He's a tiger when he's angry is an example of metaphor. - O kızdığı zaman bir kaplandır sözü metafora bir örnektir.

örnek
sample

Would you show us some samples of your work? - Bize çalışmalarınızdan bazı örnekler gösterir misiniz?

He asked for samples of picture postcards. - O, resim kartpostalların örneklerini istedi.

örneği olan
precedent
örneği olmak
epitomize
örnek
pattern
örnek
{i} lead

We should lead by example. - Örnek olarak liderlik etmeliyiz.

örnek
type

The teacher can show an example on the blackboard to clarify the type of answer expected. - Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.

örnek
representative

Tom has always favored representative government. - Tom her zaman örnek bir hükümete olumlu baktı.

örnek
reference
örnek
specimen, sample; model, type, pattern; copy; example; exemplary; typical
örnek
exemplary

Tom is doing an exemplary job. - Tom örnek bir iş yapıyor.

Tom is an exemplary husband. - Tom örnek bir kocadır.

deney örneği
test specimen
doku örneği
(Tıp) tissue sample
dolgu örneği
(Bilgisayar) fill pattern
grafik örneği
(Bilgisayar) chartsample
kenar örneği
(Bilgisayar) margin sample
nüfus kayıt örneği
birth certificate
saat örneği
(Bilgisayar) time sample
somut örneği olmak
epitomize
tablo örneği
(Bilgisayar) sheet sample
tipik bir örneği olmak
typify
örnek
duplication
örnek
test sample
örnek
(Matematik) dampness
örnek
exempli

I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean. - Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım.

örnek
mockup
örnek
(Bilgisayar) instances of
örnek
sample case
örnek
ensample
örnek
archetypal
örnek
(Ticaret) representative sample
örnek
templet
örnek
test piece
örnek
test specimen
ileti örneği
(Bilgisayar) stationery
örnek
paradigm
örnek
exemplar

Tom is doing an exemplary job. - Tom örnek bir iş yapıyor.

Tom is an exemplary husband. - Tom örnek bir kocadır.

örnek
norm
örnek
parallel
örnek
quintessence
örnek
exemplification
doğum sicil örneği
birth certificate copycopy of birth certificate
kan örneği
blood samples
kan örneği
blood sample
kar örneği
snow samples
örnek
e.g. (exempli gratia)
örnek
follow the example
örnek
to sample
basın örneği
press copy
belge örneği
(Ticaret) specimen
belgenin onaylı örneği
(Hukuk) certified true copy (of)
beton örneği
(İnşaat) concrete sample
canlı örneği olmak
personify
deney örneği
test piece, test specimen
el yazısı örneği
specimen of smb.'s handwriting
erdem örneği
phoenix
erdem örneği
paragon
fazilet örneği
paragon of virtue
html örneği
(Bilgisayar) sample html
ileti örneği yok
(Bilgisayar) no stationery
imza örneği
sample signature
imza örneği
specimen signature
kalite örneği
(Ticaret) sample of quality
kontenjan örneği
(Ticaret) quota sample
kumaş örneği
swatch
kusursuzluk örneği
paragon
liste örneği
(İstatistik) list sample
mamul örneği
outturn sample
manzara örneği
(Bilgisayar) landscape sample
silindirik beton örneği
cylindrical concrete specimen
taslak örneği
(Politika, Siyaset) draft resolution
tayf örneği
spectral type
tipik bir örneği olmak
to typify
tipik örneği olan
typic
tipik örneği olmak
be typical of
çekim örneği
paradigm
çoğaltılan yazı örneği
manifold
örnek
version
örnek
like, equal, counterpart
örnek
example, illustration; precedent
örnek
object lesson
örnek
precedent
örnek
model, exemplary
örnek
sample , example
örnek
guide
örnek
sampling

I wasn't afraid of the blood sampling at all. - Kan örneklemesinden hiç korkmuyordum.

Here is a sampling of today's program. - İşte bugünün programı hakkında bir örnek.

örnek
type specimen
örnek
trial
örnek
(ideal) model, example, exemplar
örnek
specimen, sample
örnek
model

He has become a role model for his younger stepbrother. - Genç üvey erkek kardeşi için örnek insan oldu.

I haven't been much of a role model. - Pek örnek alınacak birisi olmadım.

örnek
illustration
örnek
copy
örnek
{i} piece
örnek
{i} master
örnek
essay
üretim örneği
(Ticaret) outturn sample
şal örneği
(cloth, garment) decorated with a paisley or shawl motif (found originally in cashmere shawls)
Turkish - Turkish

Definition of örneği in Turkish Turkish dictionary

örnek
En iyi biçimde olan: "Bir dâhinin, olağanüstü bir adamın, örnek bir hoca olmamasını doğal karşılamalı."- H. Taner
örnek
Göstermelik: "Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi."- M. Ş. Esendal
örnek
Bir şeyin benzeri, tıpkısı, misil
Örnek
emsal
Örnek
numune
örnek
Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model: "Cemal Paşa ecnebi mütehassısların yardımı ile örnek çiftlikler de yapmıştır."- F. R. Atay
örnek
Bir bütünün niteliğini anlatmak için bütünden ayrılarak verilen küçük parça, göstermelik, numune
örnek
Benzeri yapılacak olan; benzetilmek istenen şey, model
örnek
Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal
örnek
Bir şeyin benzeri ya da tıpkısı
örnek
Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey: "Örnek aransa, öyle sanıyorum ki, bizimkinden âlâsı bulunmaz."- H. Taner
örnek
En iyi biçimde olan
örnek
Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey
örnek
mustara
örnek
nümudar
örnek
nümune
örnek
mostra
örnek
(Osmanlı Dönemi) enmûzec
şal örneği
Şallarda görülen motiflerle bezenmiş kumaş örtü, hırka için kullanılır
English - Turkish

Definition of örneği in English Turkish dictionary

nüfus cüzdanı örneği
id cart transcript