People here are very prejudiced.
- Burada insanlar çok önyargılı.
He was prejudiced against women drivers.
- Kadın sürücülere karşı önyargılıydı.
This is a biased article.
- Bu önyargılı bir makale.
He's biased against Christianity.
- O Hıristiyanlığa karşı önyargılı