Several plans were proposed.
- Birkaç plan önerildi.
He proposed that we should play baseball.
- Beyzbol oynamamız gerektiğini önerdi.
Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.
- Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.
Would you like something to drink? No, but thanks for offering.
- Bir şey içmek ister misin? Hayır, ama öneri için teşekkürler.
Tom recommended the novel to them.
- Tom romanı onlara önerdi.
I recommend you to go by train.
- Sana trenle gitmeni öneririm.
Doctors suggest drugs to fight diseases.
- Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.
I approve the suggestion.
- Ben, öneriyi onaylıyorum.
The politician proposed reforms to Congress.
- Politikacı Kongreye reformlar önerdi.
He proposed an alternate plan.
- O, alternatif bir plan önerdi.