I have an important role.
- Önemli bir rolüm var.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
He has made a significant decision.
- Önemli bir karar aldı.
Do you think that's significant?
- Onun önemli olduğunu düşünüyor musun?
Many buildings sustained substantial damage.
- Birçok binada önemli hasar oluştu.
Using cash makes you think money is truly substantial.
- Nakit kullanmak sana paranın gerçekten önemli olduğunu düşündürür.
Tom made a crucial mistake.
- Tom çok önemli bir hata yaptı.
It's crucial for my girlfriend to be a hugger.
- Kız arkadaşımın kucaklamayı seven biri olması çok önemli.
That is your major problem.
- O, senin önemli sorunundur.
Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
- Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
Hard work is an essential element of success.
- Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
The dissemination of scientific knowledge is essential.
- Bilimsel bilginin dağıtımı önemlidir.
Statues of Buddha are notable works of Japanese art.
- Buda heykelleri Japon sanatının önemli eserleridirler.
Coal is especially important.
- Kömür özellikle önemlidir.
Freedom of speech is especially important to broadcasters.
- Konuşma özgürlüğü özellikle yayımcılar için önemlidir.
I know that's important to you.
- Bunun senin için önemli olduğunu biliyorum.
That's the only thing that's important.
- Önemli olan tek şey odur.
The coral reef is the region's prime attraction.
- Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
- Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
Tom thinks it important for Mary to learn how to speak French.
- Tom Mary'nin Fransızca konuşmayı öğrenmesinin önemli olduğunu düşünüyor.
What were yesterday's chief events?
- Dünün önemli olayları neydi?
What were the chief events of last year?
- Geçen yılın önemli olayları nelerdi?
Tom's French has improved significantly.
- Tom'un Fransızcası önemli oranda gelişti.
Which countries have developed significantly during the past ten years?
- Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti?
The falling of the Berlin Wall was truly a momentous occasion.
- Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.
Tom made a grave mistake.
- Tom önemli bir hata yaptı.
I have grave concerns.
- Önemli endişelerim var.
High fever is a prominent symptom of this disease.
- Yüksek ateş, bu hastalığın önemli bir belirtisidir.
At that high school, sports is more important than academics.
- O lisede, spor, derslerden daha önemlidir.
That film was an extremely inaccurate portrayal of key historical events.
- O film önemli tarihsel olayların son derece yanlış bir tasviriydi.
Many important historical events took place 7000 years B.C.
- Birçok önemli tarihsel olaylar M.Ö 7000 yıllarında gerçekleşti.
While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
- Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
Madrid is the capital of Spain and its most important city.
- Madrid İspanyanın başkenti ve onun en önemli şehri.
This matter is of great importance.
- Bu sorun çok önemlidir.
He is a man of great importance.
- O çok önemli bir adam.
Today's paper contains nothing of importance.
- Bugünkü gazete önemli bir şey içermiyor.
Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities.
- Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.
The buying and selling of peoples' personal information is becoming a big issue.
- İnsanların kişisel bilgilerini almak ve satmak önemli bir sorun oluyor.
Fuel economy is a big advantage of this car.
- Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.
There is considerable optimism that the economy will improve.
- Ekonominin gelişeceğine dair önemli bir iyimserlik var.
I think I've showed considerable constraint under the circumstances.
- Ben bu koşullar altında önemli bir baskı gösterdiğimi düşünüyorum.
Why is it important to eat healthy food?
- Neden sağlıklı yiyecek yemek önemlidir?
The main thing is that we're healthy.
- Önemli olan sağlıklı olmamız.
Many important historical events took place 7000 years B.C.
- Birçok önemli tarihsel olaylar M.Ö 7000 yıllarında gerçekleşti.
That film was an extremely inaccurate portrayal of key historical events.
- O film önemli tarihsel olayların son derece yanlış bir tasviriydi.
The Indian National Congress and the Bharatiya Janata Party are the most prominent political parties in India.
- Hindistan Ulusal Kongresi ve Bharatiya Janata Partisi Hindistan'da en önemli siyasi partilerdir.
High fever is a prominent symptom of this disease.
- Yüksek ateş, bu hastalığın önemli bir belirtisidir.
We have a serious problem.
- Önemli bir problemimiz var.
Safety is what matters most.
- Güvenlik en önemli şeydir.
Safety is the most important thing.
- Güvenlik en önemli şeydir.
Japan imports various raw materials from abroad.
- Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
Material conditions are extremely important.
- Malzeme koşulları son derece önemlidir.
It doesn't matter how smart you are. If you don't work hard, you'll never succeed.
- Ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer çok çalışmazsan asla başarılı olmayacaksın.
It doesn't matter how smart you are.
- Ne kadar akıllı olduğun önemli değil.
No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.
- Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor.
Before we get started, I'd just like to say a few words about how important this job is.
- Biz başlamadan önce bu işin ne kadar önemli olduğu hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
He never forgot his ambition to become a leading politician.
- O önemli bir politikacı olma hırsını asla unutmadı.
He put emphasis on the importance of the exercise.
- O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.
The importance of music is underrated.
- Müziğin önemi küçümsenmiştir.
Mental strength is crucial for success in any sports.
- Zihinsel güç herhangi bir sporda başarı için çok önemlidir.
The timing will be crucial.
- Zamanlama çok önemli olacak.
Did that have any special significance?
- Onun herhangi özel bir önemi var mıydı?
It doesn't have any significance.
- Bunun herhangi bir önemi yok.
Your help is vital to the success of our plan.
- Senin yardımın planımızın başarısı için çok önemlidir.
She's vital to the mission.
- O görev için çok önemlidir.
It doesn't matter whether your answer is right or wrong.
- Cevabınızın yanlış ya da doğru olması önemli değil.
It doesn't matter whether you come or not.
- Gelip gelmemen önemli değil.
This was the highlight of my day.
- Bu, günümün önemli olayıydı.
That's not important right now.
- O, şu anda önemli değil.
That's not important, is it?
- Bu önemli değil, değil mi?
It doesn't matter whether your answer is right or wrong.
- Cevabınızın yanlış ya da doğru olması önemli değil.
It doesn't matter which team wins the game.
- Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.
I'm about to tell you something important.
- Sana önemli bir şey söylemek üzereyim.
Each time I see Mary, I learn something new and important from her.
- Mary'yi gördüğüm her seferde, ondan yeni ve önemli bir şey öğreniyorum.
It does not matter to me whether you come or not.
- Gelip gelmemen benim için önemli değil.
It does not matter that he did not know about it.
- onun hakkında bilmediği önemli değildir.
I am somebody and I am important.
- Ben önemli kimseyim ve önemliyim.
The coral reef is the region's prime attraction.
- Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
Life has improved markedly.
- Hayat önemli derecede ilerledi.
That's interesting, but not important.
- Bu ilginç ama önemli değil.
Tom brought up an interesting point during the meeting.
- Tom toplantı sırasında önemli bir konudan bahsettti.
It doesn't matter what he said.
- Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
It doesn't matter when you come.
- Ne zaman geldiğin önemli değil.
It is important to emphasize that the consequences are not the same.
- Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
I think the consequences are fairly significant.
- Sonuçların oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.
- İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.
He put great emphasis on spoken English.
- Konuşulan İngilizceye büyük önem verdi.
He placed emphasis on the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
Television could be an important source of culture, and its educational broadcasts are valued in many schools.
- Televizyon önemli bir kültür kaynağı olabilir, ve eğitim yayınlarına birçok okulda değer verilmektedir.
Moral values are important in society.
- Ahlaki değerler toplumda önemlidir.
The amount of money we collected was insignificant.
- Topladığımız paranın miktarı önemsizdi.
Travelling causes a significant amount of pollution.
- Seyahat etmek önemli miktarda kirliliğe neden olur.
Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
The cost of living increased dramatically.
- Yaşamanın maliyeti önemli ölçüde arttı.
This is significantly different.
- Bu önemli derecede farklı.
Tom is doing significantly better.
- Tom önemli derecede daha iyi yapıyor.
Paying attention to what you are doing is one of the most important keys to success.
- Ne yaptığına dikkat etmek başarmak için en önemli anahtarlardan biridir.
I thought this wasn't a big deal.
- Bunun çok önemli olmadığını düşündüm.
It's a very big deal.
- Bu çok önemli bir konu.
I realized that I had grown up when I started heeding my parents' advice.
- Ben ailemin tavsiyesini önemsemeye başladığımda büyüdüğümü fark ettim.
Which countries have developed significantly during the past ten years?
- Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti?
In Japan, employment opportunities are significantly lower for women than they are for men.
- Japonya'da istihdam imkanları kadınlar için erkekler için olduğundan önemli ölçüde düşüktür.
It's important to take cultural relativism into account before judging another culture.
- Başka bir kültürü yargılamadan önce kültürel göreceliği hesaba katmak önemlidir.
Such a thing is of no account.
- Böyle bir şey hiç önemli değil.
Intonation is very important. It can completely change the meaning.
- Tonlama çok önemlidir. Anlamı tamamen değiştirebilir.
There were important notes in that notebook.
- O not defterinde önemli notlar vardı.
The teacher stressed the importance of taking notes.
- Öğretmen not almanın önemini vurguladı.
I've got something more important on my mind at the moment.
- Şu anda aklımda daha önemli bir şey var.
That's the least of our problems at the moment.
- Bu, şu an için sorunlarımız arasında en önemsiz olanı.
He laid stress on the importance of being punctual.
- Dakik olmanın önemine vurgu yaptı.
Tom is under considerable stress.
- Tom önemli stress altında.
Sugary drinks have no nutritional value and contribute significantly to weight gain.
- Şekerli içeceklerin hiçbir besin değeri yoktur ve kilo almaya önemli ölçüde etki ederler.
His opinions carry weight.
- Onun fikirleri önemlidir.
Cildinize itina etmeniz mühimdir.
- Cildinize özen göstermeniz önemlidir.
Tabiat, her sayfasında mühim muhteva sunan yegâne kitaptır.
- Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.