Please come before 2:30.
- Lütfen 2.30'dan önce gel.
Betty will be able to come before noon.
- Betty öğleden önce gelebilecek.
In English the verb precedes the object.
- İngilizcede yüklem nesneden önce gelir.
Lightning precedes thunder.
- Şimşek gök gürültüsünden önce gelir.