I can give you a long life.
- Sana uzun bir ömür verebilirim.
This is the chance of a lifetime.
- Bu bir ömür boyu şanstır.
If that woman will love me for who I am for a lifetime, I would marry her.
- O kadın beni ömür boyu ben olduğum için sevecekse ben onunla evlenirim.
This is the chance of a lifetime.
- Bu bir ömür boyu şanstır.
Usually, seagulls make long-lasting couples.
- Deniz martıları genellikle uzun ömürlü çiftler oluştururlar.
He won't live a long life.
- O, uzun ömürlü olmayacak.