ölçülemez

listen to the pronunciation of ölçülemez
Turkish - English
imponderable
incommensurate
unmeasurable
incommensurable
enormously
immensurable
immeasurable
unmeasured
{s} unfathomable
ölçülemez şey
imponderable
ölç
quantify
ölç
{f} measure

Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume. - Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.

He measured the length of the bed. - Yatağın uzunluğunu ölçtü.

ölç
admeasure
ölç
{f} measured

We measured the depth of the river. - Nehrin derinliğini ölçtük.

The value of a good education cannot be measured in terms of money. - İyi bir eğitimin değeri para cinsinden ölçülemez.

ölç
{f} measuring

The carpenter is measuring the floor. - Marangoz döşemeyi ölçüyor.

ׁWe're measuring the depth of the river. - Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.

ölç
{f} gauge

This test will gauge your reading comprehension. - Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.

He wears a 6 gauge earring. - O bir 6 ölçü küpe takıyor.

boy ölçülemez olmak
carry too many guns for one
ölç
moderate

Taking moderate exercise will do you good. - Ölçülü egzersiz yapmak size iyi gelecektir.

Moderate exercise is good for your health. - Ölçülü egzersiz sağlığınız için iyidir.

ölç
benchmark
ölçülemez
Favorites