Turkish - English
Definition of öfkelenme in Turkish English dictionary
- blow out
- blast
- blaze
- seeing red
- öfkelenmek
- get angry
- çabuk öfkelenme
- irritability
- öfkelenmek
- {f} storm
- öfkelenmek
- high
- öfkelenmek
- (deyim) have a fit
- öfkelenmek
- be up in arms
- öfkelenmek
- furious
- öfkelen
- {f} raging
- öfkelen
- {f} rage
- öfkelen
- {f} seeing red
- öfkelenmek
- flame up
- öfkelenmek
- blow ones stack
- öfkelenmek
- flare up
- öfkelenmek
- fume
- öfkelenmek
- fly into a passion
- haksızlık karşısında öfkelenme
- indignation
- öfkelenmek
- lose one's temper
- öfkelenmek
- blow up
- öfkelenmek
- to get angry, to lose one's temper, to be furious (with sb) (at sth)
- öfkelenmek
- get hot
- öfkelenmek
- fly out
- öfkelenmek
- grow hot
- öfkelenmek
- flash out
- öfkelenmek
- to get angry/enraged (at)
- öfkelenmek
- cut up rough
- öfkelenmek
- work oneself up into a rage
- öfkelenmek
- be steamed up
- öfkelenmek
- lash oneself into a fury
- öfkelenmek
- rampage
- öfkelenmek
- see red
- öfkelenmek
- get hot under the collar
- öfkelenmek
- smoke
- öfkelenmek
- blow one's top
- öfkelenmek
- go off the deep end
- öfkelenmek
- blow one's stack
- öfkelenmek
- {k} get one's back up
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of öfkelenme in Turkish Turkish dictionary
- Öfkelenmek işi
- (Osmanlı Dönemi) TEECCÜM
- Öfkelenmek
- cinlenmek
- öfkelenmek
- Öfkeli duruma düşmek, kızmak: "Her şeyden alınıyorlar, her şeye öfkeleniyorlar."- Y. K. Karaosmanoğlu
- öfkelenmek
- Öfkeli duruma düşmek, kızmak