Tom usually pays for everything in cash.
- Tom genellikle her şeyi nakit olarak öder.
This job pays 10,000 yen a day.
- Bu iş, bir günde 10,000 yen öder.
They shut his water off because he didn't pay the bill.
- Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
I'll pay the money for your lunch today.
- Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.
I must repay the debt.
- Borcumu ödemek zorundayım.
I wish there was some way I could repay Tom.
- Keşke Tom'a geri ödeyebilmemin bir yolu olsa.
I paid him five dollars.
- Ona beş dolar ödedim.
I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.