ödünç al

listen to the pronunciation of ödünç al
Turkish - English
borrow

I borrowed the dictionary from my friend. - Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

Mary does not let her sister borrow her clothes. - Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.

{f} borrowed

I borrowed the dictionary from my friend. - Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

She borrowed the book from him. - Kitabı ondan ödünç aldı.

borrowing

Is there any chance of my borrowing your typewriter? - Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?

Do you remember borrowing his book? - Onun kitabını ödünç aldığını hatırlıyor musun?