He got a prize for winning the competition.
- O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
She won first prize in the exhibition.
- İlk ödülünü sergide kazandı.
Nick is by no means satisfied with the reward.
- Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.
Tom deserves a reward.
- Tom bir ödülü hak ediyor.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
It's a very rewarding feeling.
- Bu çok ödüllendirici bir duygu.
I didn't expect any gift.
- Hiç ödül beklemiyordum.
Tom reluctantly accepted the gift.
- Tom ödülü isteksizce kabul etti.