He won the third prize.
- O, üçüncülük ödülünü kazandı.
She won first prize in the exhibition.
- İlk ödülünü sergide kazandı.
You shall have a reward.
- Siz bir ödül alacaksınız.
Your effort will be rewarded in the long run.
- Çabanız uzun vadede ödüllendirilecektir.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
It's a very rewarding feeling.
- Bu çok ödüllendirici bir duygu.
Life does not repeat its gifts.
- Yaşam, ödüllerini tekrar etmez.
I received a Playstation Vita as a gift.
- Ödül olarak bir Playstation Vita aldım.
Everybody has won, and all must have prizes.
- Herkes kazandı ve hepsinin ödülleri olmalıdır.
They won prizes in the spelling competition.
- Onlar yazım yarışmasında ödüller kazandılar.
Life does not repeat its gifts.
- Yaşam, ödüllerini tekrar etmez.