öbürü

listen to the pronunciation of öbürü
Turkish - English
the other one
other
another
öbür
other

Mary is not like the other girls. - Meryem öbür kızlar gibi değil.

Hurry up. Otherwise, we'll be late to lunch. - Acele et. Öbür türlü öğle yemeğine geç kalacağız.

öbür
{s} another
öbürü, öbürkü
the other one
öbür
the other; the next
öbür
{s} alternative
öbür
dike
öbür
{s} far
öbür
second
öbür
the other

Mary is not like the other girls. - Meryem öbür kızlar gibi değil.

Try pushing the other button. - Öbür düğmeye basmayı dene.

Turkish - Turkish
Öteki, öbür kişi veya şey, diğeri
öbürkü
öbür
Önümüzdekinden bir sonraki
öbür
Bu" zamiriyle belirtilen bir şeyden sonda olan, öteki, diğer: "Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti."- R. N. Güntekin. Önümüzdekinden bir sonraki (zaman)
öbür
"Bu" zamiriyle belirtilen bir şeyden sonda olan, öteki, diğer
öbürü
Favorites