Try pushing the other button.
- Öbür düğmeye basmayı dene.
I'd like to believe otherwise.
- Ben öbür türlü inanmayı isterdim.
Mary is not like the other girls.
- Meryem öbür kızlar gibi değil.
Try pushing the other button.
- Öbür düğmeye basmayı dene.
I'd like to make an appointment for the day after tomorrow.
- Ben öbür gün için bir randevu istiyorum.
Yumi is leaving for Osaka the day after tomorrow.
- Öbür gün Yumi Osaka'ya hareket ediyor.
Tom waited in his car across the street from the bank.
- Tom bankadan gelen caddenin öbür tarafında arabasında bekledi.