Tom always stays at school as late as the teachers allow him to.
- Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
Some teachers have a great effect on their students.
- Bazı öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde büyük bir etkiye sahiptirler.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
- Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
Yumi will become a teacher.
- Yumi öğretmen olacak.
She's a yoga instructor.
- O bir yoga öğretmenidir.
I cannot understand the Arabic Level 5 instructor. He speaks too fast!
- Arapça Seviye 5 öğretmenini anlayamıyorum. O çok hızlı konuşuyor!
The teacher said that you need to master the subject.
- Öğretmen konuyu öğrenmen gerektiğini söyledi.
The dog knew its master.
- Köpek öğretmenini tanıyordu.
I'm a schoolteacher from Boston.
- Ben Bostonlu bir öğretmenim.
Schoolteachers must have a lot of patience with the children.
- Öğretmenler çocuklara karşı çok sabırlı olmalıdır.
Although teachers give a lot of advice, students don't always take it.
- Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.
It's very unlikely that the teacher will believe Tom's excuse for not having his homework done on time.
- Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.
What's her professor's name?
- Onun öğretmeninin adı nedir?
The professor always teaches in jeans and a shirt.
- Öğretmen derslerinde hep kot pantolon ve gömlek giyiyor.
Hocasının adı neymiş?
- Öğretmeninin ismi ne?