It's hard to learn a foreign language.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
One of my dreams is to learn Icelandic.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
I'd like to find out where our meeting will be.
- Toplantımızın nerede olacağını öğrenmek istiyorum.
She followed him home to find out where he lived.
- Onun nerede yaşadığını öğrenmek için onu eve kadar izledi.
All you have to do is to learn this sentence by heart.
- Tüm yapmanız gereken bu cümleyi ezbere öğrenmek.
Everyone has to learn the words by heart.
- Herkes kelimeleri ezbere öğrenmek zorunda.
He went to America to study English.
- İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
- Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
Mastering a foreign language calls for patience.
- Yabancı dil öğrenmek sabır gerektirir.
If you want to master a foreign language, you must study as much as possible.
- Bir yabancı dili öğrenmek istiyorsan mümkün olduğu kadar çok çalışmalısın.
It is difficult to ascertain what really happened.
- Gerçekten ne olduğunu öğrenmek zordur.
The doctor told Tom he'd just have to learn to live with the pain.
- Doktor Tom'a acıyla birlikte yaşamayı öğrenmek zorunda kalacağını söyledi.
If you want to learn a foreign language well, you should speak that language with native speakers as often as you can.
- Eğer yabancı bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, o dili bir yerli ile mümkün olduğunca sık konuşmalısınız.
Tom couldn't understand why she wanted to learn French.
- Tom onun niçin Fransızca öğrenmek istediğini anlayamadı.
welche sprache lernst du ?.
So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
- Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
Learning a foreign language is difficult.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
I want to learn French.
- Fransızca öğrenmek istiyorum.
It's difficult to learn a foreign language.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
He tried to use my computer without my finding out about it.
- O ben onun hakkında öğrenmeden bilgisayarımı kullanmaya çalıştı.
Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
- Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
He went to Italy in order to study music.
- O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
- Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
One of my dreams is to learn Icelandic.
- Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
Learning a foreign language is difficult.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
- Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
I learned to play guitar when I was ten years old.
- On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche.
- Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.
What I have learnt is not just the Chinese language, but something about the country itself as well.
- Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.