Time itself is an element.
- Zamanın kendisi bir öğedir.
Pick one of the items on this list.
- Bu listedeki öğelerden birini seçin.
There are five items on the tray, three of which are keys.
- Tepside beş öğe var, bunlardan üçü anahtar.
Strong winds can blow away unsecured items.
- Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
The more people buy a given item of merchandise, the higher its price.
- İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur.