Definition of çukur in Turkish English dictionary
- pit
Tom had a queasy feeling in the pit of his stomach.
- Tom'un mide çukurunda kusacak gibi bir his vardı.
The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
- Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
- hollow
- hole
This machine can dig giant holes.
- Bu makine muazzam çukurlar kazabilir.
Tom dug a hole in his front yard.
- Tom ön avlusunda bir çukur kazdı.
- deep set
- trench
The deepest part of the ocean is called the Challenger Deep and is located beneath the western Pacific Ocean in the southern end of the Mariana Trench.
- Okyanusun en derin kısmı Challenger Deep olarak adlandırılır ve Mariana Çukurunun güney ucunda batı Pasifik Okyanusu'nun altında yer alır.
- gully
- excavation
- low; depressed; hollow; concave
- gutter
- slang *asshole, anus
- pit, hole; hollow, depression; dent; cavity
- (Konuşma Dili) (a) grave
- cesspool
- indent
- dimple
- dip
- cavity
- sunk
- concave
- scoop
- sink
- fosse
- gully drain
- hole, hollow, pit, cavity, dent; (yolda) pothole; ditch; dimple; abyss, crater; grave; hollow, sunken; concave
- indentation
- valley
- cleft
- foss
- grave
Tom has one foot in the grave.
- Tom'un bir ayağı çukurda.
He's got one foot in the grave.
- Onun bir ayağı çukurda.
- (Mimarlık,Teknik) cove
That hole should be filled, not covered.
- O çukur doldurulmalı, kapatılmamalı.
- pothole
Careful! There's a pothole on the road.
- Dikkatli ol! Yolda bir çukur var.
Watch out! There's a pothole in the road.
- Dikkat et! Yolda çukur var.
- (Denizbilim,Tıp) trough
- (Havacılık) well
- dented
- recess
- sunken
- fold
- dished
- crater
- dent
- socket
- depression
There are some depressions in the road.
- Yolda bazı çukurluklar var.
- (Tıp) scrobiculus
- {i} pocket
- dewpond
- (Anatomi) fovea
- burrow
- cwm
- fossa
- col
- çukur arazi
- pit area
- çukur doldurmak
- Pit fill
- çukur ayna
- concave mirror
- çukur açmak
- scoop out
- çukur açmak
- dig a hole
- çukur açmak
- to dig a pit or a hole
- çukur açmak
- hollow out
- çukur açmak
- hollow
- çukur ağ
- concave grating
- çukur gözlü
- hollow-eyed
- çukur kazmak
- dig a hole
- çukur kazmak
- dig a pit
- çukur kazmak
- dig
It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.
- Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.
- çukur kazmak
- to dig a hole, to burrow
- çukur korozyon
- pitting corrosion
- çukur mercek
- concave lens
- çukur oluşturmak
- dimple
- çukur silo
- pit silo
- çukur taşlanmış
- hollow-ground
- çukur tuğla
- concave brick
- çukur yanaklı
- hollow cheeked
- çukur yapmak
- pit
- dalgalar arasındaki çukur
- valley
- tehlike, uçurum, çukur yer
- Risk, gap, hole location
- arka çukur
- back deep
- bombanın açtığı çukur
- crater
- dalgalar arası çukur
- trough
- dalgalar arası çukur
- trough of the sea
- delme-çukur açma gücü
- (Askeri) penetration and piercing power
- geniş çukur
- Rhine
- golfte topu engelleyen tümsek veya çukur
- bunker
- iki yüzü çukur
- concavo-concave
- oval çukur
- (Anatomi) oval fossa of heart
- septik çukur
- septic tank
- ufak çukur
- dint
- ufak çukur açmak
- dint
- çamurlu çukur
- wallow
- çifte çukur
- double concave