Turkish - English
Definition of çok olan in Turkish English dictionary
- abounding
- Ample, plenty, abundant
- {a} plentiful, increasing
- existing in abundance; "abounding confidence"; "whiskey galore"
- present participle of abound
- existing in abundance; "abounding confidence"; "whiskey galore
- {s} existing in abundance
- birden çok olan
- (Ticaret) multiple
- pek çok yeteneği olan
- all-around
- yıldızı çok olan
- starry
- Horozu çok olan köyde sabah erken olur
- (Atasözü) Many cocks spail the broth
- hurması çok olan hurma ağacı
- The date palm tree is very
- karısına karşı çok zâlim olan koca
- The husband was very cruel to his wife
- sayılamayacak kadar çok olan
- with countless
- Horozu çok olan köyün sabahı geç olur
- Too many cooks spoil the broth
- boş zamanı çok olan
- leisured
- imparatorluğa karşı olan çok ulusçu bir doktrin
- Cobdenism
- kiliseye çok bağlı olan
- churchy
- sesli harfi çok olan
- vocalic
- tavşanı çok olan bölge
- rabbit warren
- ton farkları çok olan
- contrasty
- çok kaza olan yer
- black spot
- çok rağbette olan
- much sought after
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çok olan in Turkish Turkish dictionary
- dolu
çok olan
Hyphenation
çok o·lanPronunciation
Resimler
History
Favorites