çok geçmeden

listen to the pronunciation of çok geçmeden
Turkish - English
before long

He came to repent before long. - O, çok geçmeden tövbe etti.

According to the weather forecast, the rainy season will set in before long. - Hava tahmini göre, yağışlı mevsim çok geçmeden başlayacak.

betimes
soon, before long
ere long
before long, soon
soon

He entered the Democratic Party but soon left it. - Demokrat Parti'ye girdi ama oradan çok geçmeden ayrıldı.

If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser. - Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.

anon
not long before
soon after

Tom was executed soon after. - Tom çok geçmeden idam edildi.

Sami escaped soon after. - Sami çok geçmeden kaçtı.

then

It was very cold, and then before long it began to rain on top of it. - Hava çok soğuktu ve sonra üstüne üstlük çok geçmeden yağmur yağmaya başladı.

eftsoon
not long after
by and by
çok geç
at all hours
çok geç
too late

It is never too late to learn. - Öğrenmek için asla çok geç değildir.

The order came too late. - Sipariş çok geç geldi.

çok geç
till all hours
çok geç
very latest
çok geç
It's late
çok geç
very late
Turkish - Turkish
yakında
çok geçmeden
Favorites