çok geçmeden

listen to the pronunciation of çok geçmeden
Turkish - English
before long

Spring will be here before long. - Bahar çok geçmeden burada olacak.

He came to repent before long. - O, çok geçmeden tövbe etti.

betimes
soon, before long
ere long
before long, soon
soon

He entered the Democratic Party but soon left it. - Demokrat Parti'ye girdi ama oradan çok geçmeden ayrıldı.

If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser. - Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.

anon
not long before
soon after

Sami escaped soon after. - Sami çok geçmeden kaçtı.

Tom was executed soon after. - Tom çok geçmeden idam edildi.

then

It was very cold, and then before long it began to rain on top of it. - Hava çok soğuktu ve sonra üstüne üstlük çok geçmeden yağmur yağmaya başladı.

eftsoon
not long after
by and by
çok geç
at all hours
çok geç
too late

It is too late to repent. - Tövbe etmek için çok geç.

It's too late to shut the barn door after the horse is stolen. - At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.

çok geç
till all hours
çok geç
very latest
çok geç
It's late
çok geç
very late
Turkish - Turkish
yakında